14 Mart 2019 Perşembe

KUYULAR


KUYULAR
Bir su kuyusu en basit haliyle yeraltı sularını yer yüzüne çıkarmak için zemin içerisinde düşey doğrultuda açılan boşluk olarak tarif edilebilir. Bazen de kuyular yeraltı araştırmaları için, suni olarak yer altı suyunu beslemek için veya kullanılmış suları uzaklaştırmak için açılabilir. Kuyu tipleri çok çeşitlidir. Kuyular genel olarak:
1. Deney kuyuları
2. Basit ve hazneli kuyular
3. Derin ve borulu kuyular olmak üzere üçe ayrılır.
Su kuyular elle kazmak, burguyla delmek veya çakmak suretiyle; derin kuyular ise döner veya darbeli sondaj metotları ile açılır. Kuyular açıldıktan sonra çeşitli malzemelerle kaplanarak kirlenmeye karşı korunur (Karpuzcu, 2005).

Deney Kuyuları
Bir kuyu inşa etmeden önce açılan kuyulardır. Deney kuyuları, yeraltı suyunun derinliğini, suyun kalitesini, akiferin fiziksel özelliklerini ve kalınlığını tayin etmek için açılır. Deney kuyularından iyi sonuç alınırsa, bu kuyular geliştirilerek normal kuyu haline dönüştürülür, aksi takdirde vazgeçilir (Karpuzcu, 2005).

Basit ve Hazneli Kuyular
Yeraltı suyunun fazla derinde olmadığı zeminlerde el aletleri veya kazı makineleri ile 1-10 m çapında ve 20 m derinliğe kadar açılan kuyulara Basit veya Hazneli Kuyular adı verilir. Hazneli kuyuların çapları çok nadir olarak 3 m’ yi geçer. Minimum kuyu çapı kuyuyu açacak insanın rahat çalışabileceği kadar büyük olmalıdır (1m). Çapları 2 m’ den daha küçük olan kuyular hazır beton halkalardan ina edilebilir (Karpuzcu, 2005).
Hazneli kuyuların borulu kuyulara nazaran bazı avantajları ve dezavantajları vardır.
Avantajları :
1. Sığ yeraltı yataklarından daha bol su temin edebilir. (Uygun inşa edilen kuyuların verimi 2500 – 7500 m 3 /gün)
2. Basit metotlarla açılabilir.
3. Yeteri kadar derin açılırsa fazla su depolanabilir (Karpuzcu, 2005).
Dezavantajları:
1. Büyük çaplı ise rüzgardan sürüklenen ve dışarıdan gelen maddelerle kirlilik tehlikesi fazladır.
2. Yeraltı suyu çok derin de ise bu tip kuyulardan su temini zordur (Karpuzcu, 2005).
Hazneli kuyular su alma şekillerine göre üç grupta incelenebilir:
Sadece tabandan su alan hazneli kuyular: Bu tip kuyular küçük grupların su ihtiyacı için kullanılır ve kuyunun geçirimsiz tabakaya kadar indirilmesi gerekmez.
Hem tabandan hem de yanlardan su alan kuyular: Yan cidarlarda boşluklar bırakılır ve bu boşluklardan suyun kuyuya girmesi sağlanır.Bu durumda kuyu birinciye nazaran daha derindir.
Sadece yanlardan su alan hazneli kuyular: Bu durumda kuyu geçirimsiz zemine kadar inmektedir.

Borulu Kuyular
Borulu kuyular birbirine ekli boru parçalarını zemin içine indirmek suretiyle teşkil edilir. Bu kuyulara su yeraltı su seviyesinin altında kalan boru parçaları üzerinde açılmış deliklerden girer.

inşa edilmeleri kolaydır. Çapları küçüktür ve kirlenme tehlikesi çok azdır. Her türlü yeraltı suyu tabakasından su temin edilebilir. Derin tabakalardan su alınabildiğinden, debileri mevsimlere göre fazla değişmez. Borulu kuyular genel olarak:
1. Sığ borulu kuyular
2. Derin borulu kuyular olmak üzere iki grupta incelenir.
Sığ kuyularında inşa metotlarına göre
1. Çakma kuyular,
2. Burgu ile açılan kuyular,
3. Enjeksiyon metodu ile (su püskürtülerek) açılan kuyular, olmak üzere üç tipi vardır (Karpuzcu, 2005).
Borulu kuyular, yeraltı su tabakasının
- basınçsız (serbest nap)
- basınçlı (sıkışık nap) olması durumuna göre iki şekilde hesaplanmaktadır. NAP (akifer) : Su taşıyan yeraltı tabakasıdır (Türkdoğan ve Yetilmezsoy, 2004).
Serbest yüzeyli ve basınçlı kuyuların hesabında temel debiler, “Dupuit debisi” ve “Müsaade edilen debi” değerleridir.
Dupuit debisi: Kuyunun açıldığı zeminin teorik olarak verebileceği debi değeridir.
Müsaade edilen debi: Zemini sürüklemeden ulaşılabilecek maksimum su hızı ile kuyudan alınacak maksimum debi değeridir.
Optimum debi: Dupuit ve müsaade edilen debinin birbirine eşit olduu debiye optimum debi denir. Bu eşitliği sağlayan seviye alçalmasına da “optimum seviye alçalması” adı verilir.
Borulu kuyular için, optimum debi ve optimum seviye alçalması değerleri, tatonman (deneme- yanılma) ve grafik metot ile hesaplanır (Türkdoğan ve Yetilmezsoy, 2004).



Dr. N. Gedik / IV. BÖLÜM SULARIN DERLENMESi (KAPTAJ)

Hiç yorum yok: